We Love God!

God: "I looked for someone to take a stand for me, and stand in the gap" (Ezekiel 22:30)

You can spurn God's love for only so long

Bible – turkish – rom04

                             
Pavlus’un
                         ROMALILARA MEKTUBU

                               Bölüm 1

    İsa Mesih’in kulu, Tanrı’nın müjdesini yaymak için seçilip
elçi olmaya çağrılan ben Pavlus’tan selam! 2-4 Tanrı, öz
Oğlu Rabbimiz İsa Mesih’le ilgili olan bu müjdeyi peygamberleri
aracılığıyla Kutsal Yazılarda önceden vaadetti.
Bedence Davud’un soyundan doğan Rabbimiz İsa Mesih’in, kendi kutsal
ruhu sayesinde ölümden dirilişiyle Tanrı’nın Oğlu
olduğu kudretle ilan edildi. 5 Her ulustan insanların iman edip söz
dinlemesini sağlamak için Mesih’in aracılığıyla ve
O’nun adı uğruna Tanrı’nın lütfuna ve elçilik görevine
sahip olduk. 6 İsa Mesih’in çağrılmışları olan
sizler de bu uluslardansınız. 7 Tanrı’nın Roma’da bulunan
ve kutsal olmaya çağrılan bütün sevdiklerine, Babamız
Tanrı’dan ve Rab İsa Mesih’ten size lütuf ve esenlik olsun.

                   Pavlus’un Roma’ya gitme özlemi

    8 İlkönce hepiniz için İsa Mesih aracılığıyla
Tanrıma şükrediyorum ki, imanınız bütün dünyada duyuruluyor.
9-10 Oğlunun müjdesini yaymakta tüm varlığımla kulluk
ettiğim Tanrı, sizi durmadan, her zaman dualarımda
andığıma tanıktır. Tanrı’nın isteğiyle
sonunda size gelebilmek için bana bir yol açılmasını diliyorum.
11 Çünkü ruhça pekişmeniz için size ruhsal bir armağanı
ulaştırmak üzere sizi görmeyi çok istiyorum. 12 Yani, ben
aranızdayken ben sizin, siz de benim, birbirimizin imanıyla cesaret
buluruz demek istiyorum.
    13 Kardeşler, diğer uluslar arasında olduğu gibi,
çalışmalarımın sizin aranızda da bir ürün vermesi için
yanınıza gelmeyi çok kez amaçladığımı, ama
şimdiye dek hep engellendiğimi bilmenizi istiyorum. 14 Greklere* ve
Grek olmayanlara, bilgelere ve bilgisizlere karşı sorumluluğum
vardır. 15 Bu nedenle Müjde’yi, elimden geldiğince Roma’da bulunan
sizlere de bildirmeye hazırım.
    16 Ben Müjde’den utanmıyorum. Bu, önce Yahudilerin, sonra da Yahudi
olmayanların olmak üzere, iman eden herkesin kurtuluşu için
Tanrı’nın gücüdür. 17 Çünkü Tanrı’nın insanı
akladığı,(a) Müjde’de açıklanır. Aklanma* yalnız
imanla olur. Yazılmış olduğu gibi, "İmanla
aklanan insan yaşayacaktır."(b)

                          Tanrı’nın gazabı

    18 Haksızlıkla gerçeğe engel olan insanların bütün
tanrısızlık ve haksızlığına karşı
Tanrı’nın gazabı gökten açıkça gösterilir. 19 Çünkü
Tanrı’ya dair bilinen ne varsa, gözlerinin önündedir. Tanrı hepsini
gözlerinin önüne serdi. 20 Dünyanın yaratılışından
beri, Tanrı’nın görünmeyen nitelikleri, yani sonsuz gücü ve
Tanrılığı, O’nun yaptıklarıyla
anlaşılarak açıkça görülüyor. Bu nedenle özürleri yoktur. 21
Tanrı’yı bildikleri halde O’nu Tanrı olarak yüceltmediler, O’na
şükretmediler. Ama düşüncelerinde budalalığa düştüler;
anlayışsız yüreklerini de karanlık bürüdü. 22 Akıllı
olduklarını iddia ederken akılsız olup çıktılar.
23 Ölümsüz Tanrı’nın yüceliği yerine ölümlü insana,
kuşlara, dört ayaklılara ve sürüngenlere benzeyen putları
yeğlediler.
    24 Bu yüzden Tanrı, birbirlerinin bedenlerini
aşağılasınlar diye, onları yüreklerinin tutkuları
içinde ahlaksızlığa terketti. 25 Onlar Tanrı’yla ilgili
gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine
yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek
övülmeye layıktır. Amin.
    26 İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara
teslim etti. Onların kadınları bile doğal ilişkiler
yerine doğal olmayanları yeğlediler. 27 Aynı şekilde
erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp
birbirlerine karşı tutkuyla yanıp tutuştular. Erkekler
erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve kendi bedenlerinde
sapıklıklarına yaraşan karşılığı
aldılar.
    28 Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için Tanrı
onları yararsız düşüncelere, yakışıksız
davranışlara terketti. 29 Her türlü haksızlık, kötülük,
açgözlülük ve kinle doldular. Kıskançlık, öldürme hırsı,
çekişme, hile ve kötü niyetle doludurlar. 30-31 Dedikoducu, yerici,
Tanrı’dan nefret eden, küstah, kibirli, övüngen, kötülük üreten, ana baba
sözü dinlemeyen, anlayışsız, sözünde durmaz, sevgiden yoksun ve
acımasız insanlardır. 32 Bu gibi şeyleri yapanların
ölümü hak ettiğine dair Tanrı buyruğunu bildikleri halde,
bunları yalnız yapmakla kalmıyor, yapanları da
onaylıyorlar.

                               Bölüm 2

                       Tanrı’nın adil yargısı

    Bu nedenle, başkasını yargılayan ey adam, kim olursan
ol, özürlü değilsin. Başkasını yargıladığın
konuda kendini mahkûm ediyorsun. Çünkü sen, ey yargılayan, aynı
şeyleri yapıyorsun. 2 Böyle davrananları Tanrı’nın
haklı olarak yargıladığını biliriz. 3 Bu gibi
şeyleri yapanları yargılayan, ama aynısını yapan
ey adam, Tanrı’nın yargısından kaçabileceğini mi
sanıyorsun? 4 Tanrı’nın iyiliğinin seni tövbeye
yönelttiğini bilmeyerek O’nun sınırsız iyiliğini,
hoşgörüsünü ve sabrını hor mu görüyorsun?
    5 İnatçılığından ve tövbesiz yüreğinden
dolayı Tanrı’nın adil yargısının
açıklanacağı gazap günü için kendine karşı gazap
biriktiriyorsun. 6 Tanrı, "herkese, yaptıklarının
karşılığını verecektir." 7 Durmadan iyilik
ederek yücelik, saygınlık ve ölümsüzlüğü arayanlara sonsuz
yaşamı verecek. 8 Ama bencil olanların, gerçeğe
uymayıp haksızlığın peşinden gidenlerin üzerine
gazap ve öfke yağdıracak. 9-10 Başta Yahudi’ye, sonra Yahudi
olmayana olmak üzere, kötülük yapan her insana sıkıntı ve elem
verecek; yine başta Yahudi’ye, sonra Yahudi olmayana olmak üzere, iyilik
yapan herkese yücelik, saygınlık ve esenlik verecektir. 11 Çünkü
Tanrı insanlar arasında ayrım yapmaz.
    12 Kutsal Yasa’yı bilmeden günah işleyenlerin hepsi, Kutsal Yasa
olmadan da mahvolacaklar. Kutsal Yasa’yı bilerek günah işleyenler de
bu Yasa’yla yargılanacaklar. 13 Çünkü Tanrı katında aklanacak
olanlar Yasa’yı işitenler değil, Yasa’yı yerine
getirenlerdir. 14 Kutsal Yasa’yı bilmeyen uluslar kendiliklerinden bu
Yasa’nın gereklerini yaptıkça, Yasa’dan habersiz olsalar bile kendi
yasalarını koymuş olurlar. 15 Böylelikle Kutsal Yasa’nın
gerektirdiklerinin yüreklerinde yazılı olduğunu gösterirler.
Vicdanları buna tanıklık eder. Düşünceleri de onları
ya suçlar, ya da savunur. 16 Yaydığım müjdeye göre
Tanrı’nın, insanları gizli suçlarından ötürü İsa Mesih
aracılığıyla yargılayacağı gün böyle
olacaktır.

                      Yahudiler ve Kutsal Yasa

    17 Ya sen? Kendine Yahudi diyor ve Kutsal Yasa’ya dayanıp
Tanrı’yla övünüyorsun. 18 Tanrı’nın isteğini biliyorsun. En
üstün değerleri ayırt etmeyi Yasa’dan öğrenmişsin. 19-20
Kutsal Yasa’da bilginin ve gerçeğin özüne kavuşmuş olarak
körlerin kılavuzu, karanlıkta kalanların
ışığı, akılsızların eğiticisi,
çocukların(c) öğretmeni olduğuna inanmışsın. 21 O
halde sen başkasına öğretirken, kendine öğretmez misin?
Hırsızlık etmemeyi öğütlerken, hırsızlık
eder misin? 22 "Zina etmeyin" derken, zina eder misin? Putlardan
tiksinirken, tapınakları yağmalar mısın? 23 Kutsal
Yasa’yla övünürken, Yasa’ya karşı gelerek Tanrı’yı
aşağılar mısın? 24 Nitekim şöyle
yazılmıştır: "Sizin yüzünüzden uluslar arasında
Tanrı’nın adına küfrediliyor."
    25 Kutsal Yasa’yı yerine getirirsen, elbette sünnetliliğin
yararı vardır. Ama Yasa’ya karşı gelirsen, senin
sünnetliliğin yararsız olur.(ç) 26 Bu nedenle, sünnetsiz olanlar*
Yasa’nın buyruklarına uyarsa, onlar da sünnetli sayılmayacaklar
mı? 27 Sen Kutsal Yazılara ve sünnetliliğe sahip olduğun
halde Yasa’yı çiğniyorsan, bedence sünnetli olmayan, ama Yasa’ya uyan
kişi seni yargılamayacak mı? 28 Çünkü ne dıştan Yahudi
olan gerçek Yahudidir, ne de görünüşte, bedensel olan sünnet gerçek sünnettir.
29 Yalnız içten Yahudi olan Yahudidir. Sünnetlilik de yürekle ilgilidir;
yazılı yasanın değil, Ruh’un* işidir. İçten
Yahudi olan kişi, insanların değil, Tanrı’nın övgüsünü
kazanır.

                               Bölüm 3

                       Tanrı’nın güvenilirliği

    O halde Yahudi’nin ne üstünlüğü var? Sünnetliliğin yararı
nedir? 2 Her yönden çoktur. Birincisi, Tanrı’nın sözleri Yahudilere
emanet edildi. 3 Peki, Yahudilerden bazıları güvenilmez
çıktılarsa ne olur? Onların güvenilmezliği Tanrı’nın
güvenilirliğini ortadan kaldırır mı? 4 Kesinlikle
hayır! Her insan yalancı olsa da, Tanrı’nın doğru
olduğu bilinmelidir. Yazılmış olduğu gibi:

        "Öyle ki, sözlerinde doğru çıkasın
         ve yargılandığın zaman davayı
kazanasın."

    5 Ama bizim haksızlığımız Tanrı’nın adil
olduğunu ortaya çıkarıyorsa, ne diyelim? İnsanların
diliyle konuşuyorum: gazapla cezalandıran Tanrı haksız
mıdır? 6 Kesinlikle hayır! Öyle olsa Tanrı dünyayı
nasıl yargılayacak? 7 Ama benim yalanımla Tanrı’nın
gerçeği O’nun yüceliği için daha açık şekilde ortaya
çıkmışsa, ben niçin yine bir günahkâr olarak
yargılanıyorum? 8 Bazılarının bizi kötüleyerek,
söylediğimizi ileri sürdüğü gibi niçin, "Kötülük yapalım da
iyilik olsun" demeyelim? Böylelerinin yargılanması yerindedir.

                           Doğru olan yok

    9 Şimdi ne diyelim? Biz Yahudiler diğer uluslardan üstün müyüz?
Elbette değiliz. Biz daha önce ister Yahudi ister Grek olsun, herkesi
günahın buyruğunda olmakla suçladık. 10 Yazılmış
olduğu gibi:

        "Doğru olan kimse yok, bir kişi bile yoktur.
     11  Anlayan kimse yok,
         Tanrı’yı arayan kimse yok.
     12  Hepsi yoldan saptılar,
         birlikte yararsız oldular.
         İyilik eden yok, bir kişi bile yoktur."
     13 "Ağızları açık bir mezardır.
         Dilleriyle aldatırlar."
        "Dudaklarının altında yılan zehiri
var."
     14 "Ağızları lanet ve acı sözle
doludur."
     15 "Ayakları kan dökmeye seğirtir.
     16  Yollarında yıkım ve sıkıntı
vardır.
     17  Esenlik yolunu da bilmiyorlar."
     18 "Gözlerinde Tanrı korkusu yoktur."

    19 Kutsal Yasa’da söylenen her şeyin, her ağzın
kapanması ve bütün dünyanın Tanrı’ya hesap vermesi için bu
Yasa’nın yönetiminde bulunanlara söylendiğini biliriz. 20 Bu nedenle
Yasa’nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında
aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine
varılır.

                          İman ve aklanma*

    21 Şimdiyse Yasa’dan bağımsız olarak
Tanrı’nın insanı nasıl aklayacağı
açıklandı. Yasa ve peygamberler buna tanıklık etti. 22
Tanrı, insanları İsa Mesih’e olan imanlarıyla aklar. Bunu,
iman eden herkes için yapar. Hiç ayrım yoktur. 23 Çünkü herkes günah
işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı. 24
İnsanlar, İsa Mesih’te olan kurtuluşla(d), Tanrı’nın
lütfuyla, karşılıksız olarak aklanırlar. 25-26
Tanrı Mesih’i, kanına olan imanla günahların
bağışlanması için kurban olarak sundu ve böylece adaletini
gösterdi. Çünkü sabrederek, daha önce işlenmiş günahları
cezasız bıraktı. Bunu, adil kalmak ve İsa’ya iman edeni
aklamak için şimdiki zamanda kendi adaletini göstermek amacıyla
yaptı.
    27 Öyleyse neyle övünebiliriz? Hiçbir şeyle! Hangi ilkeye dayanarak?
Yasa’yı yerine getirme ilkesine mi? Hayır, iman ilkesine. 28 Çünkü
insanın, Yasa’nın gereklerini yapmakla değil, imanla
aklandığı kanısındayız. 29 Yoksa Tanrı
yalnız Yahudilerin Tanrısı mıdır? Diğer
ulusların da Tanrısı değil mi? Elbette diğer
ulusların da Tanrısıdır. 30 Çünkü sünnetlileri imanla,
sünnetsizleri de aynı imanla aklayacak olan Tanrı tektir.
    31 Öyleyse biz iman aracılığıyla Kutsal Yasa’yı
geçersiz mi kılıyoruz? Hayır, tam tersine, Yasa’yı
doğruluyoruz.

                               Bölüm 4

                          İbrahim’in imanı

    Şu halde soyumuzun atası İbrahim’in durumu için ne
diyeceğiz? 2 Eğer İbrahim yaptığı iyi
işlerden dolayı aklandıysa, övünmeye hakkı vardır; ama
Tanrı’nın önünde değil. 3 Kutsal Yazı ne diyor?
"İbrahim Tanrı’ya iman etti ve böylece aklanmış
sayıldı."(e) 4 Çalışana verilen ücret lütuf
değil, hak sayılır. 5 Oysa çalışmayan, ama
tanrısızı aklayana iman eden kişi imanı sayesinde
aklanmış sayılır. 6 Nitekim, iyi işlerine
bakmaksızın Tanrı’nın aklanmış
saydığı kişinin mutluluğunu Davut da şöyle
anlatır:

      7 "Suçları bağışlanmış,
         günahları örtülmüş olanlara ne mutlu!
      8  Günahı Rab tarafından sayılmayana ne mutlu!"

    9 Bu mutluluk yalnız sünnetliler için mi, yoksa aynı zamanda
sünnetsizler için midir? Diyoruz ki, "İbrahim, imanı sayesinde
aklanmış sayıldı." 10 Hangi durumda aklanmış
sayıldı? Sünnetliyken mi, sünnetsizken mi? Sünnetliyken değil,
sünnetsizken… 11 İbrahim daha sünnetsizken imanla
aklandığının kanıtı olarak sünnet işaretini
aldı. Öyle ki, sünnetsiz oldukları halde iman edenlerin hepsinin manevi
babası olsun ve böylece onlar da aklanmış sayılsın. 12
Böylelikle atamız İbrahim, yalnız sünnetli olmakla kalmayan, ama
kendisi sünnetsizken sahip olduğu imanın izinden yürüyen
sünnetlilerin de babası oldu. 13 Çünkü İbrahim’e ve soyuna
dünyanın mirasçısı olma vaadi, Kutsal Yasa yoluyla değil,
imandan gelen aklanma yoluyla verildi. 14 Eğer Yasa’ya bağlı
olanlar mirasçı iseler, iman boş ve vaat geçersizdir. 15 Yasa,
Tanrı’nın gazabına yol açar. Ama yasanın
olmadığı yerde yasaya karşı gelmek de söz konusu
değildir.
    16-17 Bu nedenle vaat, Tanrı’nın lütfuna dayansın ve
İbrahim’in bütün soyu için güvence altına alınsın diye
imana bağlı kılınmıştır. İbrahim’in
soyu, yalnız Kutsal Yasa’ya bağlı olanlar değil, aynı
zamanda İbrahim’in imanına sahip olanlardır. "Seni birçok
ulusun babası yaptım" diye yazılmış olduğu
gibi İbrahim, iman ettiği Tanrı’nın, ölülere yaşam
veren, var olmayanı varlığa çağıran
Tanrı’nın katında hepimizin babasıdır.
    18 İbrahim, ümitsiz bir durumdayken birçok ulusun babası
olacağına ümitle iman etti. "Senin soyun böyle(f)
olacaktır" diye söylenen söze güveniyordu. 19 Yüz yaşına
yaklaşmışken, ölü gibi olan bedenini ve Sarâ’nın rahminin
kısırlığını düşünüp imanda
zayıflamadı. 20 İmansızlık ederek Tanrı’nın
vaadinden kuşkulanmadı; tersine, imanda güçlendi ve
Tanrı’yı yüceltti. 21 Tanrı’nın, kendi vaadini yerine
getirecek güçte olduğuna tümüyle güvendi. 22 Bunun için de
aklanmış sayıldı. 23-24 "Aklanmış
sayıldı" sözü, yalnız onun için değil,
aklanmış sayılacak olan bizler, yani Rabbimiz İsa’yı
ölümden dirilten Tanrı’ya iman eden bizler için de yazıldı. 25
İsa suçlarımız için ölüme teslim edildi ve aklanmamız için
diriltildi.

                               Bölüm 5

                         Tanrı’yla barışmak

    Böylece imanla aklandığımıza göre, Rabbimiz İsa
Mesih sayesinde Tanrı’yla barışmış oluyoruz. 2
İçinde bulunduğumuz bu lütfa Mesih aracılığıyla,
imanla kavuştuk. Tanrı’nın yüceliğine erişmek ümidiyle
de övünürüz. 3-4 Yalnız bu kadarla değil, sıkıntılarla
bile övünürüz. Çünkü biliriz ki, sıkıntı dayanma gücünü, dayanma
gücü Tanrı’nın beğenisini ve Tanrı’nın beğenisi
ümidi yaratır. 5 Ümit de utandırmaz. Çünkü bize verilmiş olan
Kutsal Ruh aracılığıyla Tanrı’nın sevgisi
yüreklerimize dökülmüştür.
    6 Evet, biz daha çaresizken Mesih, belirlenen zamanda tanrısızlar
için öldü. 7 Bir kimse doğru insan için güç ölür, ama iyi insan için belki
biri ölmeyi de göze alır. 8 Tanrı bize olan sevgisini şununla
kanıtlıyor: biz daha günahkârken, Mesih bizim için öldü. 9 Böylece
şimdi O’nun kanıyla aklandığımıza göre, O’nun
aracılığıyla Tanrı’nın gazabından
kurtulacağımız çok daha kesindir. 10 Çünkü eğer biz
Tanrı’nın düşmanlarıyken Oğlunun ölümü sayesinde
O’nunla barıştıksa, barışmış olarak
Oğlunun yaşamıyla kurtulacağımız çok daha
kesindir. 11 Yalnız bu kadar da değil, bizi şimdi Tanrı’yla
barıştırmış olan Rabbimiz İsa Mesih
aracılığıyla, Tanrı’nın kendisiyle de
övünürüz.

                            Ölüm ve yaşam

    12 Günah bir insan yoluyla, ölüm de günah yoluyla dünyaya girdi. Böylece
ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi. 13
Kutsal Yasa’dan önce de dünyada günah vardı; ama yasa olmayınca
günahın hesabı tutulmaz. 14 Oysa Ådem’den Musa’ya kadar ölüm, gelecek
Kişi’nin* örneği olan Ådem’in suçuna benzer bir günah
işlememiş olanlara da egemendi. 15 Ama Tanrı’nın
armağanı Ådem’in suçu gibi değildir. Çünkü birinin suçuyla
birçokları öldüyse, Tanrı’nın lütfu ve bir tek adamın, yani
İsa Mesih’in lütfuyla verilen bağış birçokları
yararına daha da çoğaldı. 16 Tanrı’nın bağışı,
o tek adamın günahının sonucu gibi değildir. Tek bir suçtan
sonra verilen yargı mahkûmiyet getirdi; ama birçok suçlardan sonra verilen
armağan aklanmayı sağladı. 17 Çünkü eğer ölüm bir tek
adamın suçu yüzünden o tek adam aracılığıyla egemenlik
sürdüyse, Tanrı’nın bol lütfunu ve aklanma
bağışını alanların bir tek adam, yani İsa
Mesih sayesinde yaşamda egemenlik sürecekleri çok daha kesindir.
    18 İşte, tek bir suç bütün insanların mahkûmiyetine yol
açtığı gibi, bir doğruluk eylemi de bütün insanlara
yaşam veren aklanmayı sağladı. 19 Bir adamın
sözdinlemezliği yüzünden birçoğu günahkâr
kılındığı gibi, yine bir adamın söz dinlemesiyle
birçoğu doğru kılınacaktır. 20 Kutsal Yasa suç
çoğalsın diye araya girdi; ama günahın
çoğaldığı yerde Tanrı’nın lütfu daha da
çoğaldı. 21 Öyle ki, tıpkı günah ölüm yoluyla egemenlik
sürdüğü gibi, Tanrı’nın lütfu da Rabbimiz İsa Mesih
aracılığıyla sonsuz yaşam vermek üzere doğrulukla
egemenlik sürsün.

                               Bölüm 6

    O halde ne diyelim? Tanrı’nın lütfu çoğalsın diye günah
işlemeye devam mı edelim? 2 Kesinlikle hayır! Günah
karşısında ölmüş olan bizler artık nasıl günah
içinde yaşarız? 3 Mesih İsa’ya vaftiz edilenlerimizin hepsinin
O’nun ölümüne vaftiz edildiğini bilmez misiniz? 4 Baba’nın
yüceliği sayesinde Mesih nasıl ölümden dirildiyse, biz de yeni bir
yaşam sürelim diye vaftiz yoluyla O’nunla birlikte ölüme gömüldük. 5
Eğer O’nunkine benzer bir ölümde O’nunla birleşmişsek, O’nunkine
benzer bir dirilişte de O’nunla birleşeceğiz. 6 Artık
günaha kölelik etmeyelim diye, günahlı varlığımızın
ortadan kaldırılması için eski benliğimizin Mesih’le
birlikte çarmıha gerildiğini biliriz. 7 Çünkü ölmüş olan bir
kimse günahtan özgür kılınmıştır.
    8 Mesih’le birlikte ölmüşsek, O’nunla birlikte
yaşayacağımıza da inanıyoruz. 9 Çünkü Mesih’in ölümden
dirilmiş olup artık ölmeyeceğini, ölümün artık O’nun
üzerinde egemenlik sürmeyeceğini biliriz. 10 O’nun ölümü, günaha
karşılık ilk ve son ölüm olmuştur. Oysa sürdüğü
yaşamı Tanrı için sürmektedir. 11 Siz de böylece kendinizi günah
karşısında ölü, Mesih İsa’da Tanrı
karşısında diri sayın.
    12 Bu nedenle, bedenin tutkularına uymayasınız diye günah,
ölümlü bedenlerinizde egemenlik sürmesin. 13 Bedenlerinizin üyelerini
haksızlığa araç ederek günaha sunmayın. Ölümden dirilenler
gibi kendinizi Tanrı’ya, bedenlerinizin üyelerini de doğruluk araçları
olarak yine Tanrı’ya sunun. 14 Günah size egemen olmayacaktır. Çünkü
Kutsal Yasa’nın yönetiminde değil, Tanrı’nın lütfu
altındasınız.

                          Doğruluğa tutsak

    15 O halde ne diyelim? Yasa’nın yönetiminde değil de,
Tanrı’nın lütfu altında olduğumuz için günah mı
işleyelim? Kesinlikle hayır! 16 Söz dinleyen köleler gibi, kendinizi
kime teslim ederseniz, sözünü dinlediğiniz kimsenin köleleri
olduğunuzu bilmez misiniz? Ya ölüme götüren günahın, ya da
doğruluğa götüren sözdinlerliğin kölelerisiniz. 17 Ama
Tanrı’ya şükrolsun! Eskiden günahın köleleri olan sizler,
adandığınız öğretişin özüne yürekten
bağlandınız. 18 Günahtan özgür kılınarak
doğruluğun köleleri oldunuz.
    19 Doğal benliğinizin güçsüzlüğünden dolayı insan
ölçülerine göre konuşuyorum. Bedenlerinizin üyelerini
ahlaksızlığa ve kötülük için kötülüğe nasıl köle
olarak sundunuzsa, şimdi de bu üyelerinizi kutsallık için
doğruluğa köle olarak sunun. 20 Sizler günahın köleleriyken
doğruluktan özgürdünüz. 21 Şimdi utandığınız
şeylerden o zaman ne kazancınız oldu? O şeylerin sonu
ölümdür. 22 Şimdiyse günahtan özgür kılınıp
Tanrı’nın kulları olduğunuza göre kazancınız,
kutsallaşma ve bunun sonucu olan sonsuz yaşamdır. 23 Çünkü
günahın ücreti ölüm, oysa Tanrı’nın armağanı Rabbimiz
Mesih İsa’da sonsuz yaşamdır.

                               Bölüm 7

                           Yasa’dan özgür

    Bilmez misiniz ki, ey kardeşler – Kutsal Yasa’yı bilenlere
söylüyorum – Yasa bir insana, yaşadığı sürece egemendir? 2
Örneğin, evli kadın, kocası yaşadıkça yasayla
kocasına bağlıdır; ama kocası ölürse, kocayla ilgili
yasadan özgür olur. 3 Buna göre kadın, kocası yaşarken
başka bir erkekle ilişki kurarsa, zina edici diye anılır.
Ama kocası ölürse, kadın yasadan özgür olur. Öyle ki, başka bir
erkeğe varırsa, zina etmiş olmaz. 4 Aynı şekilde
kardeşlerim, siz de bir başkasına, yani ölümden dirilmiş
olan Mesih’e varmak üzere Mesih’in bedeni aracılığıyla
Kutsal Yasa karşısında öldünüz. Bu da Tanrı’nın
hizmetinde verimli olmamız içindir. 5 Çünkü biz doğal benliğin
denetimindeyken, Yasa’nın kışkırttığı günah
tutkuları, bedenlerimizin üyelerinde etkindiler. Bunun sonucu olarak ölüme
götüren meyveler verdik. 6 Şimdiyse, önceden tutsağı olduğumuz
Yasa karşısında ölerek o Yasa’dan özgür kılındık.
Öyle ki, yazılı yasaya bağlı olan eski yaşamda
değil de Ruh’un* sağladığı yeni yaşamda kulluk
edelim.

                       Günah içinde çırpınmak

    7 O halde ne diyelim? Kutsal Yasa günah mı oldu? Kesinlikle
hayır! Ama Yasa olmasaydı, günahın ne olduğunu bilmeyecektim.
Yasa, "Açgözlü olma" demeseydi, açgözlülüğün ne olduğunu
bilmeyecektim. 8 Ama günah, bu buyruğun verdiği fırsatla içimde
her türlü açgözlülüğü üretti. Kutsal Yasa olmadıkça günah ölüdür.
9-10 Bir zamanlar, Yasa’nın bilincinde değilken diriydim ben. Ama
buyruğun bilincine vardığım zaman günah dirildi, ben ise
öldüm. Buyruk da bana yaşam getireceğine, ölüm getirdi. 11 Çünkü
günah, buyruğun verdiği fırsatla beni aldattı, buyruk
aracılığıyla beni öldürdü. 12 İşte böyle, Yasa
gerçekten kutsaldır. Buyruk da kutsal, doğru ve iyidir.
    13 Öyleyse, iyi olan bana ölüm mü getirdi? Kesinlikle hayır! Oysa
günah, günah olarak tanınsın diye, iyi olanın
aracılığıyla bana ölüm getiriyordu. Öyle ki, buyruk
aracılığıyla günahın son derece günahlı
olduğu anlaşılsın. 14 Yasa’nın ruhsal olduğunu
biliriz. Ben ise bedenselim, günaha köle gibi satılmışım.
15 Ne yaptığımı anlamıyorum. Çünkü istediğim
şeyi yapmıyorum; nefret ettiğim ne ise, onu yapıyorum. 16
Ama istemediğim şeyi yaparsam, Yasa’nın iyi olduğunu kabul
etmiş olurum. 17 O halde bunu artık ben değil, içimde
yaşayan günah yapıyor. 18 İçimde, yani doğal
benliğimde iyi bir şey bulunmadığını biliyorum.
İçimde iyiyi yapmaya istek var, ama güç yoktur. 19 İstediğim iyi
şeyi yapmıyorum, istemediğim kötü şeyi yapıyorum. 20
İstemediğim şeyi yapıyorsam, bunu yapan artık ben
değil, içimde yaşayan günahtır.
    21 Bundan şu kuralı çıkarıyorum: ben iyi olanı
yapmak isterken, içimde hep kötülük vardır. 22 Tanrı’nın
Yasasından iç varlığımda zevk alıyorum. 23 Ama
bedenimin üyelerinde başka bir yasa görüyorum. Bu da aklımın
onayladığı yasaya karşı savaşıyor ve beni
bedenimin üyelerindeki günah yasasına tutsak ediyor. 24 Ne zavallı
insanım! Ölüme götüren bu bedenden beni kim kurtaracak? 25 Rabbimiz
İsa Mesih aracılığıyla Tanrı’ya şükürler
olsun! İşte, ben aklımla Tanrı’nın yasasına, ama
doğal benliğimle günah yasasına kulluk ediyorum.

                               Bölüm 8

                          Yaşam veren Ruh*

    Bu nedenle, Mesih İsa’ya ait olanlara karşı artık
hiçbir mahkûmiyet yoktur. 2 Çünkü yaşam veren Ruh’un yasası, Mesih
İsa sayesinde beni günah ve ölüm yasasından özgür kıldı. 3
Doğal insan benliğinden ötürü güçsüz olan Kutsal Yasa’nın
yapamadığını Tanrı yaptı. Öz Oğlunu
günahlı insan benzerliğinde günaha kurban olarak gönderip günahı
insan benliğinde yargıladı. 4 Öyle ki, Yasa’nın
gereği, doğal benliğe göre değil, Ruh’a göre yaşayan
bizlerde yerine gelsin.
    5 Doğal benliğe uyanlar benlikle ilgili işleri, Ruh’a
uyanlar ise Ruh’la ilgili işleri düşünürler. 6 Benliğe dayanan
düşünce ölüm, Ruh’a dayanan düşünce ise yaşam ve esenliktir. 7
Çünkü benliğe dayanan düşünce Tanrı’ya karşı
düşmanlıktır; Tanrı’nın Yasasına boyun
eğmez, eğemez de… 8 Benliğin denetiminde olanlar
Tanrı’yı hoşnut edemezler. 9 Ne var ki, Tanrı’nın Ruhu
içinizde yaşıyorsa, siz benliğin değil, Ruh’un
denetimindesiniz. Ama bir kişide Mesih’in Ruhu yoksa, o kişi Mesih’in
değildir. 10 Eğer Mesih içinizde ise, bedeniniz günahtan ötürü ölü
olmakla beraber, aklanmış olduğunuz için ruhunuz diridir. 11
Mesih İsa’yı ölümden dirilten Tanrı’nın Ruhu içinizde
yaşıyorsa, Mesih’i ölümden dirilten Tanrı, içinizde yaşayan
Ruhuyla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir.
    12 Öyleyse kardeşlerim, borçluyuz ama, doğal benliğe göre
yaşamak için benliğe borçlu değiliz. 13 Çünkü benliğe göre
yaşarsanız, öleceksiniz; ama bedenin kötü işlerini Ruh’la
öldürürseniz, yaşayacaksınız. 14 Tanrı’nın Ruhuyla
yönetilenlerin hepsi Tanrı’nın oğullarıdır. 15 Çünkü
sizi tekrar korkuya götüren kölelik ruhunu almadınız, oğulluk
ruhunu aldınız. Bu ruhla, "Abba*, Baba!" diye sesleniriz.
16 Ruh’un kendisi, bizim ruhumuzla birlikte, Tanrı’nın çocukları
olduğumuza tanıklık eder. 17 Eğer Tanrı’nın
çocuklarıysak, aynı zamanda mirasçıyız. Mesih’le birlikte
yüceltilmek üzere Mesih’le birlikte elem çekiyorsak, Tanrı’nın
mirasçıları ve Mesih’in ortak mirasçılarıyız.

                        Görkemli bir gelecek

    18 Yargım şu ki, bu anın elemleri, gözümüzün önüne serilecek
olan yücelikle karşılaştırılmaya değmez. 19
Yaradılış, Tanrı çocuklarının ortaya
çıkmasını büyük özlemle bekliyor. 20-21 Çünkü
yaradılış amaçsızlığa teslim edilmiştir. Bu
da yaradılışın isteğiyle değil, onu
amaçsızlığa teslim eden Tanrı’nın isteğiyle oldu.
Çünkü yaradılışın, yozlaşmaya olan köleliğinden
kurtarılıp Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne
kavuşturulması ümidi vardı. 22 Şimdiye dek bütün
yaradılışın birlikte inleyip doğum
ağrısı çektiğini biliriz. 23 Yalnız
yaradılış değil, biz de, evet Ruh’un turfandasına
sahip olan bizler de evlatlığa alınmayı, yani
bedenlerimizin kurtulmasını özlemle bekleyerek içimizden inleriz. 24
Çünkü bu ümitle kurtulduk. Ama görülen ümit, ümit değildir. Gördüğü
şeyi kim ümit eder? 25 Ama henüz görmediğimize ümit
bağlamışsak, sabırla bekleyebiliriz.

                        Galiplerden de üstün

    26 Bunun gibi, Ruh da güçsüzlüğümüzde bize yardım eder.
Nasıl dua etmemiz gerektiğini bilmeyiz, ama Ruh’un kendisi, sözle
anlatılamaz ahlarla bizim için Tanrı’ya yalvarır. 27
İnsanların yüreklerini araştıran Tanrı, Ruh’un
düşüncesinin ne olduğunu bilir. Çünkü Ruh, Tanrı’nın
isteğine göre kutsallar için aracılık eder. 28
Tanrı’nın, kendisini sevenlerle, amacına göre
çağrılmış olanlarla birlikte her durumda iyilik için etkin
olduğunu biliriz.(g) 29 Tanrı, önceden bildiği kişileri,
Oğlunun benzerliğine dönüştürmek üzere önceden belirledi. Öyle
ki, Oğul birçok kardeşler arasında ilk doğan olsun. 30
Tanrı, önceden belirlediği kişileri çağırdı,
çağırdığı kişileri akladı ve akladığı
kişileri yüceltti.
    31 Öyleyse buna ne diyelim? Tanrı bizden yana ise, kim bize
karşı olabilir? 32 Öz Oğlunu bile esirgemeyen, O’nu hepimizin
uğruna ölüme teslim eden Tanrı, O’nunla birlikte bize her şeyi
de bağışlamayacak mı? 33 Tanrı’nın seçtiklerini
kim suçlayacak? Onları aklayan Tanrı’dır. 34 Kim suçlu
çıkaracak? Ölmüş, üstelik dirilmiş olan Mesih İsa,
Tanrı’nın sağındadır ve bizim için aracılık
etmektedir. 35 Mesih’in sevgisinden bizi kim ayırabilir?
Sıkıntı mı, elem mi, zulüm mü, açlık mı, çıplaklık
mı, tehlike mi, ya da kılıç mı? 36 Yazılmış
olduğu gibi:

        "Senin uğruna bütün gün öldürülüyoruz,
         kasaplık koyunlar sayılmışız."

37 Ama bizi sevenin aracılığıyla bunların hepsinde
galiplerden üstünüz. 38-39 Eminim ki, ne ölüm, ne yaşam, ne melekler, ne
yönetimler, ne şimdiki ne gelecek zaman, ne güçler, ne yükseklik, ne
derinlik, ne de yaratılmış başka bir şey Rabbimiz
Mesih İsa’da olan Tanrı’nın sevgisinden bizi ayırmaya
yetecektir.

                               Bölüm 9

                        Tanrı’nın seçtikleri

    Mesih’te gerçeği söylüyorum, yalan söylemiyorum. Vicdanım da
söylediklerimi Kutsal Ruh’ta doğruluyor. 2 Yüreğimde büyük bir keder,
dinmeyen bir acı vardır. 3-4 Kardeşlerimin,
soydaşlarım olan İsraillilerin uğruna, ben kendim
lanetlenip Mesih’ten uzaklaştırılmayı dilerdim.
Oğulluk, yücelik, antlaşmalar, buyrulan Kutsal Yasa, tapınma
düzeni ve vaatler onlarındır. 5 Büyük atalar onların
atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O, her şeyin
üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Tanrı’dır. Amin.
    6 Tanrı’nın sözü boşa çıktı demek istemiyorum. Çünkü
İsrail’den olanların hepsi İsrail(ğ) değildir. 7
İbrahim’in soyundan olsalar bile, hepsi onun çocukları değildir.
Ama, "Senin soyun İshak’la sürecek" diye
yazılmıştır. 8 Demek ki Tanrı’nın çocukları,
olağan yoldan doğan çocuklar değildir. İbrahim’in soyu
sayılacak olanlar, Tanrı’nın vaadine göre doğan
çocuklardır. 9 Çünkü vaat şöyleydi: "Gelecek yıl bu
mevsimde geleceğim ve Sarâ’nın bir oğlu olacak."
    10 Bundan başka, Rebeka da bir erkekten, atamız İshak’tan
ikizlere gebe kalmıştı. 11-12 Çocuklar henüz
doğmamış, iyi ya da kötü bir şey yapmamışken,
Tanrı Rebeka’ya, "Büyüğü, küçüğüne kulluk edecek"
dedi. Öyle ki, Tanrı’nın bir seçim yapmaktaki amacı,
yapılan işlere değil, kendi çağrısına dayanarak
sürsün. 13 Yazılmış olduğu gibi, "Yakub’u sevdim,
Esav’dan ise nefret ettim."
    14 Öyleyse ne diyelim? Tanrı’da adaletsizlik mi var? Kesinlikle
hayır! 15 Çünkü Musa’ya şöyle diyor:

        "Merhamet ettiğime merhamet edeceğim
         ve acıdığıma
acıyacağım."

16 Demek ki seçilmek, insanın isteğine ya da çabasına
değil, Tanrı’nın merhametine bağlıdır. 17
Tanrı, Kutsal Yazı’da Firavun’a şöyle diyor:

        "Bak, kudretimi sende göstermek
         ve adımı bütün yeryüzünde duyurmak için
         seni yükselttim."

18 Demek ki Tanrı, istediğine merhamet eder, istediğinin
yüreğini nasırlaştırır.
    19 Şimdi bana, "Öyleyse Tanrı insanı neden hâlâ suçlu
buluyor? O’nun isteğine kim karşı durabilir?" diyeceksin.
20 Ama, ey insan, sen kimsin ki Tanrı’ya karşılık
veriyorsun? "Kendisine şekil verilen, şekil verene, ‘Beni niçin
böyle yaptın’ der mi?" 21 Ya da çömlekçinin aynı kil
yığınından bir kabı onurlu bir iş için, bir
diğerini bayağı bir iş için yapmaya yetkisi yok mu? 22
Eğer Tanrı, gazabını göstermek ve gücünü tanıtmak
isterken, gazabına hedef olup mahvolmaya hazırlananlara büyük
sabırla katlandıysa, ne diyelim? 23 Yüceltmek üzere önceden
hazırlayıp merhamet ettiği insanlara yüceliğinin
zenginliklerini bildirmek için bunu yaptıysa, ne diyelim? 24 Yalnız
Yahudilerden değil, diğer uluslar arasından da
çağırmış olduğu bu insanlar biziz. 25
Hoşeya’nın kitabında denildiği gibi:

        "Halkım olmayana halkım,
         sevgili olmayana sevgili diyeceğim."
     26 "Kendilerine, ‘Halkım değilsiniz’ denildiği o
yerde,
         yaşayan Tanrı’nın oğulları diye
adlandırılacaklar."

    27 Yeşaya, İsrail’le ilgili olarak şöyle
haykırıyor:

        "İsrail oğullarının sayısı
         denizin kumu kadar çok olsa da,
         ancak pek azı(h) kurtulacak.
     28  Çünkü Rab yeryüzündeki yargılama işini
         tez yapıp bitirecektir."

    29 Yeşaya’nın önceden dediği gibi:

        "Eğer her şeye egemen olan Rab
         soyumuzu sürdürecek birkaç kişiyi
         esirgememiş olsaydı,
         Sodom gibi olur, Gomora’ya benzerdik."

                        İsrail’in imansızlığı

    30 Öyleyse ne diyelim? Aklanma* peşinde olmayan uluslar aklanmaya,
imandan gelen aklanmaya kavuştular. 31 Aklanmayı sağlayacak bir
yasanın ardından giden İsrail ise, o yasayı yerine
getiremedi. 32 Neden? Çünkü imanla değil, iyi işlerle olurmuş
gibi aklanmaya çalıştılar ve sürçme taşında sürçtüler.
33 Yazılmış olduğu gibi:

        "İşte, Siyon’da bir sürçme taşı
         ve bir tökezleme kayası koyuyorum.
         O’na iman eden utandırılmayacak."

                              Bölüm 10

    Kardeşler! Yüreğimin arzusu ve İsraillilerin uğruna
Tanrı’ya yalvarışım, kurtuluşları içindir. 2
Kendilerine tanıklık ederim ki, Tanrı için gayretleri
vardır; ama bu bilinçli bir gayret değildir. 3 Çünkü
Tanrı’nın öngördüğü doğruluğu anlamadan kendi
doğruluklarını yerleştirmeye çalışarak
Tanrı’nın öngördüğü doğruluğa boyun eğmediler. 4
Ne var ki, her iman edenin aklanması için Mesih, Kutsal Yasa’nın
sonudur.
    5 Musa, Kutsal Yasa’ya dayanan doğrulukla ilgili şunları
yazıyor: "Yasa’da yazılanları yerine getiren, bunlarla
yaşayacaktır." 6-7 İmana dayanan doğruluk ise
şöyle diyor: "Yüreğinde, ‘Göğe – yani Mesih’i indirmeye –
kim çıkacak?’ ya da, ‘Ölüler diyarına – yani Mesih’i ölümden
diriltmeye – kim inecek?’ deme." 8 Ne deniyor?

        "Tanrı sözü sana yakındır,
         ağzında ve yüreğindedir."

İşte duyurduğumuz iman sözü budur. 9 İsa’nın Rab
olduğunu ağzınla açıkça söyler ve Tanrı’nın O’nu
ölümden dirilttiğine yürekten iman edersen, kurtulacaksın. 10
İnsan yürekten iman etmekle aklanır, imanını
ağzıyla açıklamakla da kurtulur. 11 Kutsal Yazı, "O’na
iman eden hiç kimse utandırılmayacak" der. 12 Çünkü Yahudi ve
Grek ayrımı yoktur, aynı Rab hepsinin Rabbidir. Kendisine
yakaranların hepsine karşı eli açıktır. 13
"Rab’be yakaran(ı) herkes kurtulacaktır."
    14 Ama iman etmedikleri kişiye nasıl yakaracaklar?
İşitmedikleri kişiye nasıl iman edecekler? Tanrı
sözünü yayan olmazsa, nasıl işitecekler? 15 Sözü yaymaya
gönderilmezlerse, sözü nasıl yayacaklar? Yazılmış
olduğu gibi, "İyi haberler müjdeleyenlerin gelişi ne güzeldir!"
    16 Ne var ki, hepsi Müjde’ye uymadı. Yeşaya’nın dediği
gibi: "Rab, verdiğimiz habere kim inandı?" 17 Demek ki
iman, haberi işitmekle, işitmek de Mesih’le ilgili sözün
yayılmasıyla olur. 18 Ama şunu soruyorum: onlar işitmediler
mi? Elbette işittiler.

        "Onların sesi bütün dünyaya,
         ve sözleri yerin dört bucağına ulaştı."

19 Yine şunu soruyorum: İsrail anlamadı mı? Önce
Musa,

        "Ben sizi ulus olmayanla
kıskandıracağım,
         anlayışsız bir ulusla sizi
kızdıracağım" diyor.

20 Sonra Yeşaya cesaretle,

        "Beni aramayanlar beni buldu,
         beni sormayanlara kendimi gösterdim" diyor.

21 Ama İsrail’le ilgili diyor ki,

        "Söz dinlemeyen, karşı koyan bir halka
         bütün gün ellerimi uzattım."

                              Bölüm 11

                 Tanrı’nın kendine ayırdığı
kişiler

    Öyleyse şunu soruyorum: Tanrı kendi halkından yüz mü
çevirdi? Kesinlikle hayır! Ben de İbrahim soyundan, Benyamin
oymağından bir İsrailliyim. 2 Tanrı önceden bildiği
kendi halkından yüz çevirmedi. Yoksa İlyas’la ilgili bölümde Kutsal
Yazı’nın ne dediğini, İlyas’ın İsrail’e
karşı Tanrı’ya nasıl yakındığını
bilmez misiniz? 3 "Rab, senin peygamberlerini öldürdüler, senin
sunaklarını yıktılar. Yalnız ben kaldım. Beni de
öldürmeye çalışıyorlar."
    4 Tanrı’nın ona verdiği karşılık nedir?
"Baal’ın* önünde diz çökmemiş yedi bin kişiyi kendime
alıkoydum." 5 Aynı şekilde, şimdiki zamanda da
Tanrı’nın lütfuyla seçilmiş küçük bir topluluk(i) vardır. 6
Ama bu, lütufla olmuşsa, demek ki iyi işlerle
olmamıştır. Aksi halde lütuf artık lütuf olmaz! 7 Sonuç ne?
İsrail, aradığına kavuşamadı, seçilmiş
olanlar ise kavuştular. Geriye kalanların da yürekleri
nasırlaştırıldı. 8 Yazılmış olduğu
gibi:

        "Tanrı, onlara uyuşukluk ruhu verdi.
         Bugün bile gözleri görmüyor, kulakları
işitmiyor."

9 Davut da şöyle diyor:

        "Onların sofrası kendilerine tuzak,
         kapan, tökez ve ceza olsun.
      10 Gözleri görmemek üzere kararsın.
         Bellerini hep bükük tut!"

                          Aşılanmış dallar

    11 Öyleyse şunu soruyorum: Yahudiler yıkılmak üzere mi
sendelediler? Kesinlikle hayır! Ama onları kıskandırmak
için suçlarından ötürü diğer uluslara kurtuluş verildi. 12
Eğer Yahudilerin suçu dünyanın zenginliği, bozgunlukları
ulusların zenginliği olduysa, onların bütünlüğü ne kadar
daha büyük zenginlik olacaktır! 13 Diğer uluslardan olan sizlere
söylüyorum: uluslara elçi olduğum için görevimi yüce sayarım. 14
Böylelikle belki soyumdan olanları kıskandırır,
bazılarını kurtarırım. 15 Çünkü onların
reddedilmesi dünyanın Tanrı’yla barışmasını
sağladıysa, kabul edilmeleri ölümden yaşama geçiş
değil de nedir? 16 Eğer hamurun ilk parçası kutsalsa, bütün yığın
da kutsaldır. Eğer kök kutsalsa, dallar da kutsaldır.
    17-18 Ama zeytin ağacının bazı dalları kesildiyse,
ve sen, yabani zeytin filizi olarak onların yerine aşılanıp
öz ağacın semiz köküne ortak oldunsa, dallara karşı övünme.
Eğer övünüyorsan, unutma ki, sen kökü taşımıyorsun, kök
seni taşıyor. 19 O zaman, "Ben aşılanayım diye
dallar kesildi" diyeceksin. 20 Doğru. Onlar imansızlıktan
dolayı kesildiler. Sen ise imanla yerinde duruyorsun. Böbürlenme, kork! 21
Çünkü Tanrı asıl dalları esirgemediyse, seni de
esirgemeyecek.
    22 O halde Tanrı’nın iyiliğini ve sertliğini gör. O, düşenlere
karşı serttir; ama O’nun iyiliğinde durursan, sana
karşı iyi olacaktır. Yoksa sen de kesilip
atılırsın! 23 İmansızlıkta direnmezlerse,
Yahudiler de öz ağaca yeniden aşılanacaklar. Çünkü
Tanrı’nın onları geri aşılamaya gücü vardır. 24
Eğer sen, doğal yapısıyla yabani olan zeytin
ağacından kesilip doğaya aykırı olarak iyi zeytin
ağacına aşılandınsa, asıl dalların öz zeytin
ağacına aşılanacakları ne kadar daha kesindir!

                        Tüm İsrail kurtulacak

    25 Kardeşler, bilgiçliğe kapılmanızı önleyecek
şu sırdan habersiz kalmanızı istemem: diğer uluslardan
kurtulacakların sayısı tamamlanıncaya dek,
İsraillilerden bir bölümünün yürekleri nasırlaştı. 26
Sonuçta bütün İsrail kurtulacaktır. Yazılmış
olduğu gibi:

        "Kurtarıcı, Siyon’dan gelecek
         ve Yakub’un soyundan tanrısızlığı
uzaklaştıracaktır.
     27  Onların günahlarını kaldıracağım
zaman
         kendileriyle yapacağım antlaşma budur."

    28 Yahudiler Müjde’yi reddederek sizin uğrunuza Tanrı’ya
düşman oldular, ama Tanrı’nın seçimine göre atalarının
uğruna sevgilidirler. 29 Çünkü Tanrı’nın armağanları
ve çağrısı geri alınamaz. 30 Bir zamanlar
Tanrı’nın sözünü dinlemezdiniz, ama şimdi Yahudilerin sözdinlemezliğinin
sonucu olarak merhamete kavuştunuz. 31 Bunun gibi, Yahudiler de, sizin
kavuştuğunuz merhametle merhamete erişmek için şimdi söz
dinlemez oldular. 32 Çünkü Tanrı, merhametini hepsine göstermek için
hepsini sözdinlemezliğin tutsağı kıldı.

                          Tanrı’ya övgüler

    33 Ah! Tanrı’nın zenginlik, bilgelik ve bilgisinin
derinliği! O’nun yargıları ne denli akıl ermez,
yolları da ne denli anlaşılmazdır!

     34 "Rab’bin düşüncesini kim bildi?
         Ya da kim O’nun öğütçüsü oldu?"

     35 "Kim O’na bir şey verdi ki,
         kendisine geri ödensin?"

36 Her şeyin kaynağı O’dur; her şey O’nun
aracılığıyla ve O’nun için var oldu. Sonsuza dek O’na
yücelik olsun. Amin.

                              Bölüm 12

                          Yaşayan kurbanlar

    Bunun için ey kardeşler, kendinizi Tanrı’ya diri, kutsal, O’nu
hoşnut eden kurbanlar olarak sunmanız için Tanrı’nın
merhameti uğruna size yalvarırım. Ruhsal
tapınışınız budur. 2 Bu çağın gidişine
uymayın; Tanrı’nın iyi, hoş ve mükemmel isteğinin ne
olduğunu ayırt etmek için düşüncenizin yenilenmesiyle
değişin.
    3 Tanrı’nın bana bağışladığı
lütufla hepinize söylüyorum, kimse kendisine gereğinden çok değer
vermesin. Herkes, Tanrı’nın kendisine verdiği iman ölçüsüne göre
düşüncelerinde ölçülü olsun. 4-5 Bir bedende ayrı ayrı görevleri
olan çok sayıda üyemiz olduğu gibi, çok sayıda olan bizler de
Mesih’te bir bedeniz ve birbirimizin üyeleriyiz. 6 Tanrı’nın bize
bağışladığı lütfa göre, ayrı ayrı
ruhsal armağanlarımız vardır. Birinin armağanı
peygamberlikse, imanının ölçüsüne göre peygamberlik etsin. 7 Hizmetse,
hizmet etsin. Öğreten biriyse, öğretsin. 8 Öğüt veren ise,
öğütte bulunsun. Bağışta bulunan, bunu cömertçe
yapsın. Yöneten, gayretle yönetsin. Merhamet eden, güler yüzle
etsin.

                                Sevgi

    9 Sevginiz ikiyüzlü olmasın. Kötülükten tiksinin, iyiliğe
bağlanın. 10 Birbirinizi kardeşlik sevgisiyle, şefkatle
sevin. Birbirinize saygı göstermekte yarışın. 11 Gayretiniz
eksilmesin. Ruhta ateşli olun. Rab’be kulluk edin. 12 Ümitle sevinin.
Sıkıntıya dayanın. Kendinizi duaya verin. 13 İhtiyaç
içinde olan kutsallara yardım edin. Kendinizi konukseverliğe verin.
14 Size zulmedenler için iyilik dileyin. İyilik dileyin, lanet etmeyin. 15
Sevinenlerle sevinin, ağlayanlarla ağlayın. 16 Birbirinizle aynı
düşüncede olun. Böbürlenmeyin; tersine, hor görülenlerle
arkadaşlık edin. Bilgiçlik taslamayın. 17 Hiç kimseye
kötülüğe karşı kötülük etmeyin. Herkesin gözünde iyi olanı
yapmaya dikkat edin. 18 Mümkünse, elinizden geldiği kadar bütün insanlarla
barış içinde yaşayın.
    19 Sevgili kardeşler, kendi öcünüzü kendiniz almayın; bunu
Tanrı’nın gazabına bırakın. Çünkü şöyle
yazılmıştır: "Rab diyor ki, ‘Öç benimdir,
kötülüğün karşılığını ben vereceğim."
20 Ama,

        "Düşmanın acıkmışsa onu doyur,
         susamışsa su ver.
         Bunu yapmakla onu utanca boğarsın."(j)

21 Kötülüğe yenilme, kötülüğü iyilikle yen.

                              Bölüm 13

                        Yönetime boyun eğmek

    Herkes, altında bulunduğu yönetime boyun eğsin. Çünkü
Tanrı’dan olmayan yönetim yoktur. Var olanlar Tanrı tarafından
kurulmuştur. 2 Bu nedenle, yönetime karşı direnen,
Tanrı’nın düzenlediğine karşı gelmiş olur.
Karşı gelenler yargılanırlar. 3 İyilik yapanlar değil,
kötülük yapanlar yöneticilerden korkmalıdırlar. Yönetimden korkmamak
ister misin? İyi olanı yap, yönetimin övgüsünü kazanırsın.
4 Çünkü yönetim, senin iyiliğin için Tanrı’nın hizmetindedir.
Ama kötü olanı yaparsan, kork! Yönetim, kılıcı boş
yere taşımıyor; kötülük yapanın üzerine Tanrı’nın
gazabını salacak olan öç alıcı olarak Tanrı’nın
hizmetindedir. 5 Bunun için, yalnız Tanrı’nın gazabı
nedeniyle değil, vicdan nedeniyle de yönetime boyun eğmek gerekir. 6
Vergi ödemenizin nedeni de budur. İşte yöneticiler,
Tanrı’nın bu amaç için gayretle çalışan
hizmetkârlarıdır. 7 Vergi hakkı olana vergiyi, gümrük hakkı
olana gümrüğü, korku hakkı olana korkuyu, saygı hakkı olana
saygıyı, herkese hakkını verin.

                          Birbirinizi sevin

    8 Birbirinizi sevmekten başka hiç kimseye bir şey borçlu
olmayın. Çünkü başkalarını seven, Kutsal Yasa’yı
yerine getirmiş olur. 9 "Zina etme, adam öldürme,
hırsızlık yapma, başkasının malına göz
dikme" buyrukları ve bundan başka ne buyruk varsa, şu sözde
özetlenir: "Komşunu kendin gibi sev." 10 Sevgi, komşuya
kötülük etmez. Bu nedenle sevgi, Kutsal Yasa’nın yerine
getirilmesidir.
    11 Bunu, yaşadığınız zamanın bilincinde
olarak yapın. Artık sizin için uykudan uyanma saati gelmiştir.
Çünkü şimdi kurtuluşumuz, ilk iman ettiğimiz zamandan daha
yakındır. 12 Gece ilerlemiş, gündüz
yaklaşmıştır. Bunun için, karanlığın
işlerini üzerimizden sıyırıp
ışığın silahlarını kuşanalım. 13
Çılgınca eğlencelere ve sarhoşluğa, cinsel
ahlaksızlığa ve sefahate, çekişmeye ve
kıskançlığa kapılmayalım. Gün
ışığında olduğu gibi, saygın bir yaşam
sürelim. 14 Rab İsa Mesih’i giyinin. Doğal benliğinizin
tutkularına uymayı düşünmeyin.



                              Bölüm 14

                        Zayıflar ve güçlüler

    İmanı zayıf olanı kabul edin, ama düşünceleri
üzerinde onunla tartışmaya girmeyin. 2 Biri her şeyi yiyebileceğine
inanır; öte yandan, imanı zayıf olan yalnız sebze yer. 3
Her şeyi yiyen, yemeyeni hor görmesin. Her şeyi yemeyen, yiyeni
yargılamasın. Çünkü Tanrı onu kabul etmiştir. 4 Sen kimsin
ki, başkasının kulunu yargılıyorsun? Kulu haklı
çıkaran da, suçlu çıkaran da kendi efendisidir. Kul haklı
çıkacaktır. Çünkü Rab’bin onu haklı çıkarmaya gücü
vardır. 5 Kimi bir günü başka bir günden üstün sayar, kimi her günü
bir sayar. Herkesin kendi görüşüne tam güveni olsun. 6 Günü kutlayan, Rab
için kutlar. Her şeyi yiyen, Tanrı’ya şükrederek bunu Rab için
yer. Bazı şeyleri yemeyen de Rab için yemez ve Tanrı’ya
şükreder.
    7 Hiçbirimiz kendimiz için yaşamayız, hiçbirimiz de kendimiz için
ölmeyiz. 8 Yaşarsak, Rab için yaşarız; ölürsek, Rab için ölürüz.
Böylece yaşasak da, ölsek de Rabbin’iz. 9 Mesih, hem ölülerin hem de
yaşayanların Rabbi olmak üzere ölüp dirildi. 10 Öyleyse sen,
kardeşini neden yargılıyorsun? Ya sen, kardeşini neden hor
görüyorsun? Tanrı’nın yargı kürsüsü önüne hepimiz
çıkacağız. 11 Yazılmış olduğu gibi:

        "Rab şöyle diyor:
        ‘Varlığım hakkı için her diz önümde çökecek
         ve her dil Tanrı olduğumu açıkça
söyleyecektir.’"

12 Böylece her birimiz kendi adına Tanrı’ya hesap verecektir.
    13 Bunun için, artık birbirimizi yargılamayalım. Tam
tersine, herhangi bir kardeşin yoluna sürçme ya da tökezleme
taşı koymamaya kararlı olun. 14 Rab İsa’da şunu
kesinlikle biliyorum ki, hiçbir şey kendiliğinden murdar*
değildir. Ama bir şeyi murdar sayan kimse için o şey
murdardır. 15 Yediğin bir şey yüzünden kardeşin incinirse,
artık sevgi yolunda yürümüyorsun demektir. Mesih’in, uğruna
öldüğü kardeşi yiyeceğinle mahvetme! 16 Size göre iyi olan
şey kötülenmesin. 17 Çünkü Tanrı’nın Egemenliği, yiyecek ve
içecek sorunu değil, doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruh’ta sevinçtir. 18
Mesih’e bu yolda hizmet eden, Tanrı’yı hoşnut eder ve
insanların beğenisini kazanır.
    19 O halde kendimizi esenlik getiren ve birbirimizi geliştiren
işlere verelim. 20 Yiyecek uğruna Tanrı’nın işini
yıkma! Her yiyecek temizdir, ama yedikleriyle başkasının
sürçmesine yol açan kişi kötülük yapmış olur. 21 Et yememen,
şarap içmemen ya da kardeşinin sürçmesine yol açacak bir şey
yapmaman iyidir. 22 Bu konulardaki inancını Tanrı’nın
önünde kendine sakla. Onayladığı şeyle kendini yargılamayan
kişi ne mutludur! 23 Ama bir yiyecekten kuşkulanan kişi o
yiyeceği yerse, yargılanır; çünkü imanla yemiyor. İmanla
yapılmayan her şey de günahtır.

                              Bölüm 15

    İmanı güçlü olan bizler, kendimizi hoşnut etmeye değil,
güçsüz olanların zayıflıklarını yüklenmeye borçluyuz.
2 Her birimiz, komşusunu ruhça geliştirmek amacıyla,
komşusunun iyiliğini gözeterek onu hoşnut etsin. 3 Nitekim Mesih
bile kendini hoşnut etmedi. Yazılmış olduğu gibi,
"Seni aşağılayanların
aşağılamalarına ben uğradım." 4 Önceden ne
yazıldıysa, bize öğretmek için, sabırla ve Kutsal
Yazıların verdiği cesaretle ümidimiz olsun diye
yazıldı. 5 Sabır ve cesaret kaynağı olan Tanrı’nın,
sizleri Mesih İsa’nın isteğine uygun olarak aynı
düşüncede birleştirmesini dilerim. 6 Öyle ki, Rabbimiz İsa
Mesih’in Tanrısını ve Babasını birlik içinde hep bir
ağızdan yüceltesiniz.
    7 Bu nedenle, Mesih sizi kabul ettiği gibi, Tanrı’nın
yüceliği için siz de birbirinizi kabul edin. 8-9 Çünkü diyorum ki Mesih,
Tanrı’nın güvenilir olduğunu göstermek için Yahudilerin
hizmetkârı oldu. Öyle ki, atalarımıza verilen sözler
doğrulansın ve diğer uluslar Tanrı’yı merhameti için
yüceltsin. Nitekim şöyle yazılmıştır:

        "Bunun için uluslar arasında seni öveceğim
         ve senin adına ezgiler söyleyeceğim."

10-11 Yine deniyor ki,

        "Ey uluslar, O’nun halkıyla birlikte sevinin!"

     ve "Ey bütün uluslar, Rab’bi övün!
         Bütün halklar, O’nu ululayın!"

12 Yeşaya* da şunu diyor:

        "Yeşay’ın kökünden biri gelecek,
         ulusların üzerinde egemenlik sürmek üzere yükselecek.
         Uluslar O’na ümit bağlayacak."

    13 Ümit kaynağı olan Tanrı, Kutsal Ruh’un gücüyle ümitle
dolup taşmanız için iman yaşamınızda sizi tam bir
sevinç ve esenlikle doldursun.

                         Mesih’in hizmetkârı

    14 Size gelince, kardeşlerim, iyilikle dolu ve her bilgiyle
donanmış olduğunuza ben kendim eminim. Ayrıca, birbirinize
öğüt verebilecek durumdasınız. 15 Ama Tanrı’nın bana
bağışladığı lütufla bazı noktaları yine
hatırlatmak için size yazma cesaretini gösterdim. 16 Tanrı’nın
lütfuyla ben, ulusların yararına Mesih İsa’nın
hizmetkârı oldum. Tanrı’nın müjdesini bir kâhin
sıfatıyla yaymaktayım. Öyle ki uluslar, Kutsal Ruh’la kutsal
kılınarak Tanrı’yı hoşnut eden birer adak
olsunlar.
    17 Bunun için Mesih İsa’ya ait biri olarak Tanrı’ya olan
hizmetimle övünebilirim. 18-19 Ulusların söz dinlemesi için Mesih’in benim
aracılığımla, sözle ve eylemle, mucizeler* ve harikalar
yaratan güçle, Kutsal Ruh’un gücüyle yaptıklarından başka
şeyden söz etmeye cesaret edemem. Şöyle ki, Kudüs’ten
başlayıp İllirya bölgesine kadar dolaşarak Mesih’in
müjdesini her yerde duyurdum. 20 Bir başkasının koyduğu
temel üzerine bina etmemek için Müjde’yi, Mesih’in adının
duyulmadığı yerlerde yaymaya gayret ettim. 21
Yazılmış olduğu gibi:

        "O’ndan habersiz olanlar görecekler.
         İşitmemiş olanlar anlayacaklar."

                       Roma’ya gitme tasarısı

    22 İşte bu nedenle yanınıza gelmem çok kez
engellenmiştir. 23-24 Şimdiyse bu yörelerde artık bana yapacak
bir şey kalmadığından, yıllardan beri de
yanınıza gelmeye arzum olduğundan, İspanya’ya giderken size
uğrarım. Çünkü geçerken önce sizi görüp bir süre arkadaşlığınıza
doymak, daha sonra tarafınızdan oraya uğurlanmak
umudundayım. 25 Ama şimdilik kutsallara bir yardımı
ulaştırmak için Kudüs’e gidiyorum. 26 Çünkü Makedonya ve Ahaya’da
bulunanlar, Kudüs’teki kutsallar arasında yoksul olanlar için yardım
toplamayı(k) uygun gördüler. 27 Evet, uygun gördüler. Gerçekte onlara
borçludurlar. Uluslar, onların ruhsal bereketlerine ortak olduklarına
göre, maddesel bereketlerle onlara hizmet etmeye borçludurlar. 28 Böylece bu
işi bitirdikten ve sağlanan yardımı onlara
ulaştırdıktan sonra(l) size uğrayıp İspanya’ya
gideceğim. 29 Yanınıza geldiğimde, Mesih’in bereketinin
doluluğuyla geleceğimi biliyorum.
    30 Kardeşler, Rabbimiz İsa Mesih ve Ruh’un sevgisi adına
size yalvarıyorum, benim uğruma Tanrı’ya olan
dualarınızla uğraşıma katılın. 31
Yahudiye’deki imansızlardan kurtulmam için ve Kudüs’e olan hizmetimin
kutsallarca kabul edilmesi için dua edin. 32 Öyle ki, Tanrı’nın
isteğiyle sevinç içinde yanınıza gelip
arkadaşlığınızla gönlümü ferahlatayım. 33 Esenlik
veren Tanrı hepinizle birlikte olsun. Amin.

                              Bölüm 16

                       Özel istek ve selamlar

    Kenhere’deki inanlılar topluluğunun görevlisi olan Fibi
kızkardeşimizi size salık veririm. 2 Kutsallara
yaraşır şekilde, onu Rab’bin adına kabul edin. Herhangi bir
ihtiyacı olursa, kendisine yardım edin. Çünkü o da, ben dahil,
birçoklarına yardımcı olmuştur.
    3 Mesih İsa yolunda emektaşlarım olan Priska ve Akvila’ya
selam edin. 4 Onlar benim uğruma kendi yaşamlarını
tehlikeye attılar. Bunun için yalnız ben değil, diğer
ulusların bütün inanlı toplulukları da onlara minnettardır.
5 Onların evindeki inanlılar topluluğuna da selam söyleyin. Asya
ilinden* Mesih’e ilk iman eden sevgili Epenetus’a selam edin. 6 Sizin için çok
çalışmış olan Meryem’e selam söyleyin. 7 Mesih’in elçileri
arasında tanınmış ve benden önce Mesih’e inanmış
olan soydaşlarım ve hapishane arkadaşlarım Andronikus ve
Yunya’ya selam edin.
    8 Rab’be ait olan sevgili kardeşim Ampliyatus’a selam söyleyin. 9
Mesih yolunda emektaşımız olan Urbanus ve sevgili Stakis’e selam
edin. 10 Mesih’in beğenisini kazanmış olan Apelis’e selam
söyleyin. Aristovulus’un ev halkından olanlara selam edin. 11
Soydaşım Herodiyon’a selam söyleyin. Narkis’in ev halkından
Rab’be ait olanlara selam söyleyin. 12 Rab’bin hizmetinde çalışan
Trifena ve Trifosa’ya selam edin. Rab’bin hizmetinde çok
çalışmış olan sevgili Persis’e selam söyleyin. 13 Rab’bin
seçkin bir kulu olan Rufus’a ve bana da annelik etmiş olan annesine selam
edin. 14 Asinkritus, Flegon, Hermes, Patrovas, Hermas ve yanlarındaki bütün
kardeşlere selam edin. 15 Filologus ve Yulya’ya, Nereyus ve
kızkardeşine, Olimpas ve yanlarındaki bütün kutsallara selam
edin. 16 Birbirinizi kutsal öpüşle selamlayın. Mesih’in bütün
toplulukları size selam ederler.
    17 Kardeşler, size yalvarırım, aldığınız
öğretişe karşı gelerek ayrılıklara ve sapmalara
neden olanlara dikkat edin, onlardan sakının. 18 Böyle kişiler
Rabbimiz Mesih’e değil, kendi midelerine kulluk ederler. Saf
adamların yüreklerini kulağa hoş gelen, yaltaklayıcı
sözlerle aldatırlar. 19 Sözdinlerliğinizi herkes duydu, bu nedenle
sizin adınıza seviniyorum. İyilik konusunda bilge, kötülük
konusunda deneyimsiz olmanızı isterim. 20 Esenlik veren Tanrı
çok geçmeden Şeytan’ı ayaklarınızın altında
ezecektir.
    Rabbimiz İsa’nın lütfu sizinle birlikte olsun.
    21 Emektaşım Timoteyus, soydaşlarımdan Lukyus, Yason ve
Sosipater size selam ederler. 22 Mektubu yazıya geçiren ben Tertiyus,
Rab’be ait biri olarak size selamlarımı gönderiyorum. 23-24 Bana ve
bütün inanlılar topluluğuna konukseverlik eden Gayus size selam eder.
Kentin haznedarı Erastus’un ve Kuvartus kardeşin size selamları
var.(m)
    25 Tanrı, duyurduğum müjde ve İsa Mesih’le ilgili bildiri
uyarınca, sonsuz çağlardan beri gizli tutulan sırrın
açıklanışına uygun olarak sizi ruhça pekiştirecek
güçtedir. 26 O sır şimdi aydınlığa
çıkarılmış ve öncesiz Tanrı’nın buyruğuna
göre peygamberlerin yazıları aracılığıyla bütün
ulusların iman ederek söz dinlemeleri için bildirilmiştir. 27 Bilge
olan tek Tanrı’ya İsa Mesih aracılığıyla sonsuza
dek yücelik olsun. Amin.

 Dipnotlar:

(a) Tanrı’nın insanı akladığı: ya da
"Tanrı’nın adaleti."
(b) ya da "Doğru insan imanla yaşayacaktır."
(c) çocukların: ya da "yeni öğrencilerin."
(ç) yararsız olur: Grekçede, "sünnetsizlik olmuştur."

(d) kurtuluşla: ya da "fidyeyle."
(e) ve böylece aklanmış sayıldı: Grekçede, "ve ona
doğruluk sayıldı."
    Grekçede ‘doğruluk saymak’ terimi 4:5,6,9,10,11,22,23 ve 24
    ayetlerinde de geçmektedir.
(f) böyle: yani, yıldızlar kadar çok. (Bkz. Tevrat, Tekvin 15:5.)

(g) ya da "Tanrı’yı sevenler, O’nun amacına göre
çağrılmış olanlar
    uğruna her şeyin birlikte iyilik için etkin olduğunu
biliriz."
(ğ) İsrail: burada ‘Tanrı’nın halkı’
anlamındadır.
(h) çok azı: Grekçede, "kalıntı."
(ı) Rab’be yakaran: Grekçede, "Rab’bin adını
çağıran."
(i) küçük bir topluluk: Grekçede, "bir kalıntı."
(j) onu utanca boğarsın: Grekçede, "onun başı üzerine
ateş korları
    yığarsın."
(k) yardım toplamayı: Grekçede, "(kardeşçe) beraberlik
yapmayı."
(l) Grekçede, "…bitirip bu meyveyi onlara mühürledikten sonra."

(m) Bazı eski metinlerde şu sözler de yer alır: "Rabbimiz
İsa Mesih’in
    lütfu hepinizle birlikte olsun. Amin."