We Love God!

God: "I looked for someone to take a stand for me, and stand in the gap" (Ezekiel 22:30)

Prayer: Don't give God instructions -- just report for duty!

Bible – turkish – yak04

                         
YAKUB’UN MEKTUBU

                               Bölüm 1

    Tanrı’nın ve Rab İsa Mesih’in kulu ben Yakup,
dağılmış* olan on iki oymağa selam ederim.
                        Denemeler ve ayartmalar

    2 Kardeşlerim, çeşitli denemelerle yüz yüze geldiğiniz
zaman, bunu büyük sevinçle karşılayın. 3 Çünkü bilirsiniz ki,
imanınızın sınanması dayanma gücünü yaratır. 4
Dayanma gücü de, hiçbir eksiği olmayan, olgun ve yetkin kişiler
olmanız için tam bir etkinliğe kavuşsun.
     5 Sizden birinin bilgelikte eksiği varsa, herkese cömertçe,
azarlamadan veren Tanrı’dan istesin; Tanrı ona verecektir. 6
Yalnız hiç kuşku duymadan, imanla istesin. Çünkü kuşku duyan
kişi rüzgârın sürükleyip savurduğu deniz dalgasına benzer.
7-8 Tüm yaşamında böyle değişken, kararsız olan adam
Rab’den bir şey alacağını ummasın.
     9-10 Düşkün olan kardeş kendi yüksekliğiyle, zengin olan
ise kendi düşkünlüğüyle övünsün. Çünkü zengin adam bir kır
çiçeği gibi solup gidecek. 11 Güneş yakıcı
sıcağıyla doğar ve otu kurutur. Otun çiçeği
düşer, görünüşünün güzelliği yok olur. Zengin adam da aynı
şekilde kendi uğraşları içinde solacaktır.
     12 Ne mutlu denemeye dayanan kişiye! Denemeden başarıyla
çıktığı zaman, Rab’bin kendisini sevenlere vaadettiği
yaşam tacını alacaktır. 13 Ayartılan bir kimse,
"Tanrı beni ayartıyor" demesin. Çünkü Tanrı
kötülüklerle ayartılmadığı gibi, kendisi de kimseyi
ayartmaz.  14 Herkes, kendi kötü arzularıyla sürüklenip aldanarak
ayartılır.  15 Sonra arzu gebe kalınca günah doğurur. Günah
olgunlaşınca da ölüm getirir.
     16 Sevgili kardeşlerim, aldanmayın! 17 Her nimet, her mükemmel
armağan, kendisinde değişkenlik ya da döneklik gölgesi olmayan
Işıklar Babası’ndan (a), yukarıdan gelir. 18 O,
yarattıklarının bir anlamda ilk meyveleri olmamız için
bizi, kendi isteği uyarınca, gerçeğin bildirisiyle yaşama
kavuşturdu.

                        Dinlemek ve uygulamak

    19 Sevgili kardeşlerim, şunu aklınızda tutun: herkes
dinlemekte çabuk, konuşmakta yavaş, öfkelenmekte de yavaş olsun.
20 Çünkü insanın öfkesi, Tanrı’nın istediği
doğruluğu sağlamaz. 21 Bunun için her türlü pisliği ve her
tarafa yayılmış olan kötülüğü üstünüzden
sıyırıp atarak, içinize ekilmiş ve
canlarınızı kurtaracak güçte olan sözü alçakgönüllülükle kabul
edin.
     22 Tanrı sözünü yalnız işitmekle kalarak kendinizi
aldatmayın, bu sözün uygulayıcıları da olun. 23 Bir kimse
sözün dinleyicisi olup da uygulayıcısı olmazsa, aynada kendi
doğal yüzüne bakan adama benzer. 24 Adam kendini görür, sonra gider ve
nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. 25 Oysa mükemmel yasaya,
özgürlük yasasına yakından bakan ve ona bağlı kalan,
unutkan dinleyici değil de etkin uygulayıcı olan adam,
yaptıklarıyla mutlu olacaktır.
     26 Kendini dindar sanıp da dilini dizginlemeyen kişi kendini
aldatır. Böylesinin dindarlığı boştur. 27 Baba Tanrı’nın
gözünde temiz ve kusursuz olan dindarlık kişinin, öksüzlerle
dulları sıkıntılı durumlarında ziyaret etmesi ve
kendini dünyanın lekelemesinden korumasıdır.

                               Bölüm 2

                           Ayrım yapmayın

    Kardeşlerim, yüce Rabbimiz İsa Mesih’e iman edenler olarak
insanlar arasında ayrım yapmayın. 2-4
Toplandığınız yere altın yüzüklü, şık
giysiler içinde bir adamla kirli giysiler içinde yoksul bir adam
geldiğinde, şık giysili adama ilgiyle, "Sen buraya iyi yere
otur", yoksula da "Sen orada dur", ya da
"Ayaklarımın dibinde, yere otur" derseniz, aranızda
ayrım yapmış, kötü düşünceli yargıçlar olmuş
olmuyor musunuz? 5 Dinleyin, sevgili kardeşlerim: Tanrı, bu dünyada
yoksul olanları imanda zengin olmak ve kendisini sevenlere vaadettiği
egemenliğin mirasçıları olmak üzere seçmedi mi? 6 Ama siz
yoksulun onurunu kırdınız. Sizi sömüren zenginler değil mi?
Sizi mahkemelere sürükleyen onlar değil mi? 7 Size verilen yüce isme küfreden
onlar değil mi?
     8 "Komşunu kendin gibi sev" diyen Kutsal Yazı’ya
uyarak Kralımız Tanrı’nın Yasasını gerçekten
yerine getiriyorsanız, iyi ediyorsunuz.  9 Ama insanlar arasında
ayrım yaparsanız, günah işlemiş olursunuz; Yasa tarafından,
Yasa’yı çiğneyenler olarak suçlu bulunursunuz.  10 Çünkü Yasa’nın
her dediğini yerine getiren, ama tek bir noktada ondan sapan kişi
bütün Yasa’ya karşı suçlu olur. 11 Nitekim "Zina etme"
demiş olan, aynı zamanda "Adam öldürme" demiştir.
Eğer sen zina etmez, ama adam öldürürsen, Yasa’yı çiğnemiş
olursun. 12 Özgürlük Yasası’yla yargılanacak olanlar gibi
konuşun ve davranın. 13Çünkü yargı, merhamet göstermemiş
olana karşı merhametsizdir. Merhamet, yargıya galip gelir.

                            İman ve eylem

    14 Kardeşlerim, eğer bir kimse iyi eylemleri yokken imanı
olduğunu söylerse, bu neye yarar? Öyle bir iman o kimseyi kurtarabilir
mi?  15-16 Bir erkek ya da kız kardeş çıplak ve günlük
yiyecekten yoksunken, sizden biri ona, "Esenlikle git,
ısınmanı ve doymanı dilerim" derse, ama bedenin
gereksindiklerini vermezse, neye yarar? 17 Bunun gibi, tek başına
eylemsiz iman da ölüdür.
     18 Ama biri şöyle diyecektir: "Senin imanın var, benim
eylemlerim var." Eylemler olmadan sen bana imanını göster, ben
imanımı sana eylemlerimle göstereyim. 19 Sen, Tanrı’nın bir
olduğuna inanıyorsun, iyi ediyorsun! Cinler bile buna inanıyor
ve titriyorlar. 20 Ey akılsız adam, eylem olmadan imanın
yararsız olduğuna kanıt mı istiyorsun?  21 Atamız
İbrahim, oğlu İshak’ı sunağın üzerinde
Tanrı’ya adama eylemiyle aklanmadı mı? 22 Görüyorsun, onun
imanı eylemleriyle birlikte etkindi; imanı, eylemleriyle
tamamlandı. 23 Böylelikle, "İbrahim, Tanrı’ya iman etti ve
böylece aklanmış sayıldı" (b) diyen Kutsal Yazı
yerine gelmiş oldu. İbrahim’e de Tanrı’nın dostu denildi.
24 Görüyorsunuz, insan yalnız imanla değil, eylemle de aklanır. 
25 Aynı şekilde, ulakları konuk edip değişik bir
yoldan geri gönderen fahişe Rahav da bu eylemiyle aklanmadı mı?
26 Ruhsuz beden nasıl ölüyse, eylemsiz iman da ölüdür.

                                Bölüm 3

                         Denetlenemeyen dil

    Kardeşlerim, biz öğretmenlerin daha titiz bir yargılamadan
geçeceğimizi biliyorsunuz; bu nedenle çoğunuz öğretmen (c)
olmayın.  2 Çünkü hepimiz çok hata yaparız. Eğer bir kimse
sözleriyle hiç hata yapmazsa, bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir
kişidir. 3 Bize boyun eğmeleri için atların
ağızlarına gem vurursak, onların bütün bedenlerini de
yönlendirebiliriz. 4 Bakın, gemiler de o kadar büyük olduğu ve güçlü
rüzgârlar tarafından sürüklendiği halde, dümencinin gönlü nereye
isterse, küçücük bir dümenle o yöne çevrilirler. 5 Bunun gibi, dil de bedenin
küçük bir üyesidir, ama büyük işlerle övünür.
     Bakın, küçücük bir kıvılcım ne kadar büyük bir
ormanı tutuşturabilir! 6 Dil bir ateş, bedenlerimizin üyeleri
arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün
varlığımızı kirletir. Cehennemden alevlenmiş
olarak yaşamımızın gidişini alevlendirir. 7 Her tür
yabani hayvan, kuş, sürüngen ve deniz yaratığı insan soyu
tarafından evcilleştirilmiş ve evcilleştirilmektedir. 8 Ama
dili hiçbir insan evcilleştiremez. Dil, öldürücü zehirle dolu, dinmeyen
bir kötülüktür. 9 Dilimizle Rab’bi, Baba’yı överiz. Yine dilimizle
Tanrı’nın benzeyişinde yaratılmış olan insanlara
söveriz. 10 Övgü ve sövgü aynı ağızdan çıkıyor.
Kardeşlerim, bu böyle olmamalı. 11 Bir pınar aynı gözden
tatlı ve acı su akıtır mı? 12 Kardeşlerim, incir
ağacı zeytin, ya da asma incir verebilir mi? Tuzlu su
kaynağı da tatlı su veremez.

                           Bilge olan kim?

    13 Aranızda bilge ve anlayışlı olan kim? Olumlu
yaşayışıyla, bilgelikten doğan alçakgönüllülükle iyi
eylemlerini göstersin. 14 Ama yüreğinizde kin, kıskançlık ve
bencillik varsa övünmeyin, gerçeği inkâr etmeyin. 15 Böyle bir bilgelik,
gökten inen değil, dünyadan, benlikten, cinlerden gelen bir bilgeliktir.
16 Çünkü nerede kıskançlık ve bencillik varsa, orada
karışıklık ve her tür kötülük vardır. 17 Ama gökten
inen bilgelik her şeyden önce paktır, sonra barışçıl,
yumuşak ve uysaldır. Merhamet ve iyi meyvelerle doludur.
Kayırıcılığı ve ikiyüzlülüğü yoktur. 18 Barış
içinde eken barış yapıcıları doğruluk ürününü
biçerler.

                               Bölüm 4

                         Tanrı’ya boyun eğin

    Aranızdaki kavga ve çekişmelerin kaynağı nedir?
Bedenlerinizin üyelerinde savaşan tutkularınız değil mi? 2
Bir şey arzu ediyorsunuz, ama elde edemeyince adam öldürüyorsunuz.
Kıskanıyorsunuz, ama isteğinize erişemeyince çekişiyor
ve kavga ediyorsunuz. Elde edemiyorsunuz, çünkü Tanrı’dan dilemiyorsunuz.
3 Dilediğiniz zaman da dileğinize kavuşamıyorsunuz. Çünkü kötü
amaçla, tutkularınız uğruna kullanmak için diliyorsunuz. 4 Siz
ey vefasızlar*, dünya ile dostluğun Tanrı’ya düşmanlık
olduğunu bilmiyor musunuz? Dünya ile dost olmak isteyen, kendini
Tanrı’ya düşman eder. 5 Sizce Kutsal Yazı boş yere mi
şöyle diyor: "Tanrı, içimize koyduğu ruhu
kıskançlık derecesinde arzu eder." (ç) 6 Yine de bize daha çok
lütfeder. Bu nedenle Yazı şöyle diyor:



        "Tanrı kibirlilere karşıdır,
         ama alçakgönüllülere lütfeder."

    7 Bunun için Tanrı’ya boyun eğin. İblis’e* karşı
durun, o da sizden kaçacak. 8 Tanrı’ya yaklaşın, O da size
yaklaşacak. Ey günahkârlar, ellerinizi günahtan temizleyin. Ey
kararsızlar, yüreklerinizi paklayın. 9 Kederlenin, yas tutup
ağlayın. Gülüşünüz yasa, sevinciniz üzüntüye dönüşsün. 10
Rab’bin önünde kendinizi alçaltın, O da sizi yüceltecektir.
     11 Kardeşlerim, birbirinizi yermeyin. Kardeşini yeren ya da
kardeşini yargılayan kimse, Yasa’yı yermiş ve Yasa’yı
yargılamış olur. Ama Yasa’yı yargılarsan,
Yasa’nın uygulayıcısı değil,
yargılayıcısı olmuş olursun. 12 Oysa tek bir Yasa
koyucu ve tek bir Yargıç vardır; kurtarmaya ve mahvetmeye gücü yeten
O’dur. Ya komşusunu yargılayan sen, kim oluyorsun?
     13-14 Dinleyin şimdi, "Bugün ya da yarın filan kente
gideceğiz, orada bir yıl kalıp ticaret yapacağız ve para
kazanacağız" diyen sizler, yarın ne
olacağını bilmiyorsunuz. Yaşamınız nedir ki?
Kısa bir süre görünen ve sonra kaybolan bir buğu gibisiniz. 15 Bunun
yerine, "Rab dilerse yaşayacağız, şunu şunu
yapacağız" demelisiniz. 16 Ne var ki, şimdi
küstahlıklarınızla övünüyorsunuz. Bu tür övünmelerin hepsi
kötüdür. 17 Bu nedenle, yapılması gereken iyi şeyi bilip de
yapmayan, günah işlemiş olur.

                                Bölüm 5

                          Zenginlere uyarı

    Dinleyin şimdi ey zenginler, başınıza gelecek olan
felaketlerden ötürü feryat ederek ağlayın. 2 Servetiniz çürümüş,
giysinizi güve yemiştir. 3 Altınlarınız, gümüşleriniz
pas tutmuştur. Bunların pası size karşı
tanıklık edecek, etinizi ateş gibi yiyecektir. Son günlerde
servetinize servet kattınız. 4 Bakın, ekinlerinizi biçmiş
olan işçilerin haksızca alıkoyduğunuz ücretleri size
karşı haykırıyor. Orakçıların feryadı, her
şeye egemen olan Rab’bin kulağına erişti. 5 Yeryüzünde zevk
ve bolluk içinde yaşadınız. Boğazlanacağınız
gün için kendinizi besiye çektiniz. 6 Size karşı koymayan doğru
kişiyi yargılayıp öldürdünüz.
                               Sabredin

    7 Öyleyse kardeşler, Rab’bin gelişine dek sabredin. Bakın,
çiftçi ilk ve son yağmurları alıncaya dek toprağın
değerli ürününü nasıl sabırla bekliyor! 8 Siz de sabredin.
Yüreklerinizi güçlendirin. Çünkü Rab’bin gelişi yakındır. 9
Kardeşler, yargılanmamak için birbirinize karşı
homurdanmayın. İşte, Yargıç kapının önünde
duruyor. 10 Kardeşler, Rab’bin adıyla konuşmuş olan
peygamberleri sıkıntılarda sabretme örneği olarak
alın. 11 İşte, dayanmış olanları mutlu
sayarız. Eyüb’ün nasıl dayandığını duydunuz.
Rab’bin en sonunda onun için neler yaptığını bilirsiniz.
Rab çok şefkatli ve merhametlidir.
     12 Kardeşlerim, öncelikle şunu söyleyeyim, ne gök üzerine, ne
yer üzerine, ne de başka bir şey üzerine yemin edin. ‘Evet’iniz evet,
‘hayır’ınız hayır olsun ki, yargıya
uğramayasınız.



                          İmanla dua edin

    13 İçinizden biri sıkıntıda mı? Dua etsin. Biri
sevinçli mi? İlahi söylesin. 14 İçinizden biri hasta mı?
İnanlılar topluluğunun ihtiyarlarını*
çağırtsın, Rab’bin adıyla üzerine yağ sürüp onun için
dua etsinler. 15 İmanla edilen dua hastayı iyileştirecek ve Rab
onu ayağa kaldıracak. Eğer hasta günah işlemişse,
günahları bağışlanacak. 16 Bu nedenle, şifa bulmak
için günahlarınızı birbirinize itiraf edin ve birbiriniz için
dua edin. Doğru kişinin yalvarışı çok güçlü ve
etkilidir. 17 İlyas da aynı bizim gibi bir insandı. Yağmur
yağmaması için gayretle dua etti ve üç yıl altı ay yeryüzüne
yağmur yağmadı. 18 Tekrar dua etti ve gök yağmurunu, toprak
da ürününü verdi.
     19-20 Kardeşlerim, içinizden biri gerçeğin yolundan saparsa ve
biri onu yine gerçeğe döndürürse, bilsin ki, günahkârı sapık
yolundan döndüren, ölümden bir can kurtarmış ve bir sürü günahı
örtmüş olacaktır.

 Dipnotlar:

(a) Işıklar Babası: Tanrı.
(b) ve böylece aklanmış sayıldı: Grekçede, "ve ona
doğruluk sayıldı."
(c) öğretmen: burada, inanlılar topluluğunda ruhsal
konuları öğreten       kişi demektir.
(ç) ya da "İçimize koyduğu ruh kıskançlığa çok
eğilimlidir."